
TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser’in 27 Haziranda yayınlanan ve yaklaşık bir buçuk saatlik video halindeki açıklamaları içerisinde dikkatimi çeken ve not aldığım bir ayrıntı vardı. Videoda özetle şöyle diyordu :
“Biz bazen global değerlendirmeler yapıyoruz.. Türkiye’de önümüzdeki günler bir sıkıntı ile karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye’de bu Yüksek Askeri Şura kararlarından sonra Ordu içerisinde dışarıda çok hissedilmeyen kıyametler kopabilir. Türkiye’de Ordu içerisinde bir yapılanma olabilir. Ordu içerisinde bir dönüşüm olabilir. Bakın Cumhurbaşkanı gidiyor Harp Akademileri’nde bir konuşma yapıyor, ardından şey manifesto yazıyor, öbürü cevap yazıyor falan… Onların hepsinin iyi okunması gerekiyor. Silahlı Kuvvetlerde bunlardan birebir etkilenecek olan biziz, sizsiniz… Sahadaki arkadaşlarımız…”
ilgili konuşmasını izlemek veya okumak için tıklayınız :
27 Haziran’da izlediğimiz bu açıklamasından sadece 12 gün sonra (9 Temmuz günü) sitemizde de yayınladığımız haberde de olduğu gibi, İzmir Cumhuriyet Başssavcılığı tarafından, "İzmir'deki askeri casusluk soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yapılarak sahte delil üretildiği" iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında 10 ilde başlatılan operasyonda, 2 amiral ve 4 binbaşı hakkında gözaltı kararı verildiği, bir binbaşı gözaltına alınırken, 2 amiral ve 3 binbaşı ise rapor aldıkları için gözaltı işlemi uygulanamadığı” haberi düştü. http://www.emekliasubaylar.org/haberler/item/1473-aralarinda-amirallerin-de-oldugu-6-muvazzaf-subay-hakkinda-gozalti-karari
Bu haberi hazırlayıp yayınlarken, bir hafızamın bir kenarına not ettiğim Sn. Keser’in yukarıdaki cümleleri aklıma takıldı ve bu konuyu, haberin altına bir yorum olarak şu cümlelerle ekleme gereği duydum.
Mustafa Aytar •9 Temmuz 2016 14:42
TEMAD Genel Başkanı’nın son açıklamalarında değindiği konular içerisinde “TSK içerisinde önümüzdeki günlerde ve YAŞ sürecinde kıyametler kopabilir, ordu içerisinde bir yapılanma olabilir, bir dönüşüm olabilir…” şeklinde öngörüleri de yer almıştı. Deniz Kuvvetleri içerisinde başlayan, yakında diğer kuvvetler içerisinde de yaşanmasını beklenen gelişmeler dikkatle izlenmelidir.
Sitemizi dikkatle takip ettiğini bildiğimiz Genel Başkanımızın bu yorum gözünden kaçmamış olacak ki, beni arayarak "Bir buçuk saatlik bu videoda en can alıcı nokta olan, bu çok önemli hususu yakaladığımı ifade ederek, konuya dikkat çektiğim için teşekkür etmiş, bunu ayrı bir paylaşım halinde de yayınlamamın faydalı olacağını belirtmişti. Ben de bu şekilde paylaştım.
Daha sonraki gelişmelerle, son olarak yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi ve ortaya çıkan bazı inanılmaz gerçekler ve nihayetinde Sayın Başkan’ın sosyal medyadaki paylaşımları konularında fikir teatisinde bulunmak ve düşüncelerimi iletmek üzere Sayın Keser ile devam eden bir dizi telefon görüşmelerimiz oldu.
İşte bu görüşmeler içerisinde Sayın Keser’in "off record kaydıyla" anlattığı bazı hususların dışındaki önemli konuları kendisinden de izin alarak buradan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şimdi bu görüşmelerden önemli konuları aktarıyorum.
* * *
Mustafa Aytar :
Sayın Genel Başkanım geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabınızdan ve TEMAD resmi web sitesinde alışkın olmadığımız bir biçimde iki paylaşım yapmıştınız. Bu paylaşımlarda yakında bazı açıklamalarda bulunacağım demiştiniz. Paylaşımlarınız oldukça ilgi topladı, merak uyandırdı ve tartışıldı. “Daha anlatacaklarım var, bekleyin, izleyin” dediğiniz hususları bizim aracılığımızla paylaşır mısınız?
![]() |
![]() |
![]() |
Evet, yazılarımda bahsettiğim konulardan mesela birini sana anlatayım. Daha sonra diğer konularda da konuşuruz.

General PARTİGÖÇ ile ilişkili olanlar şimdi sıkıştılar ve bu işten sıyrılmaya çalışıyorlar. Dikkat edersen bu isimler şimdi kendi sayfalarında paylaşımlar yaparak kendilerini savunmaya çalışıyorlar.
Yazımda “PARTİGÖÇ’ün TEMAD içerisindeki uzantılarını ihraç ettik” demiştim, dikkat edersen yazıda “PARALEL’in TEMAD içerisindeki uzantıları” diye bir ifade kullanmadım. “PARTİGÖÇ” diye belirttim. Neden? Çünkü “Genelkurmay’da astsubayların intibakları gibi bazı konuları PARTİGÖÇ yaptı, TEMAD’ın bir katkısı olmadı” diyen bir grup var mı? Evet var. O grupta kimlerin olduğunun tüm meslaktaşlarımızın bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi bu adamlar beni defalarca mahkemeye verdiler mi? Evet.
Bu adamlar bana orduevi yasağı getirdiler mi? Evet.
Bu adamlara rağmen bizim çabamızla çıkarttırdığımız intibakları sahiplenmeye çalıştılar mı? Evet.
Ben de bu son yazımda dediğim gibi, biz bu adamların her şeyini deşifre edeceğiz. En başta da PARTİGÖÇ’ün TEMAD içerisine nasıl sızdığını.
Şimdi de bu röportajla onu deşifre ediyorum.
PARTİGÖÇ ve onun adamları, yani bazı generaller TEMAD’ı yıkmak için bazı operasyonlarla yıkamayınca, (örnek; Olağanüstü Genel Kurul operasyonu ve diğer seçimlerle yıkmak istediler) planları gerçekleşmeyince, dışarıdan TEMAD’a girdi yapabilmek için şu planlarını uygulamak istediler;

TEMAD’a alternatif bir oluşum kurdurdular. Neydi o oluşum? SENDİKA.
Peki bu sendikanın Genel Başkanı kimdi? Ahmet Zengin..
Bu sözde SENDİKA’ının kuruluş şemasını incelediniz mi? Ben buradan söyleyeyim;
a. Sözde Sendika’nın Genel Başkanı ; Ahmet Zengin
b. Sözde İstanbul İl Başkanı; İbrahim Koldamca
c. Sözde İzmir İl Başkanı; Atilla Abaylı
d. Sözde Antalya İl Başkanı; Dede Ersel Aksu
Şimdi de gelelim bu sözde sendika’nın ödüllendirdiği, boynuna madalya taktığı kişilere;

Şimdi bizi 2013’deki birinci olağanüstü genel kurula götüren bu insanların iyi anlaşılmasını istiyorum.
Kimdi o isimler?
a. Başkan; Mehmet Ali Sarıkaya
b. Ayhan Yıldırım
c. Naim Örengül
d. Yalçın Kaçar
e. Yunus Ekinci
f. Muharrem Baskak
Bu isimlerden Mehmet Ali Sarıkaya; 20-21 yıl süreyle Generallere emir astsubaylığı yapmış biri, şimdi ise bir emlak ofisinde generallerin emlak işlerini takip ediyor.
Bu ismini verdiğim şahıslar, yani PARTİGÖÇ teşkilatı ve uzantıları 2013’de yapılan seçimli olağanüstü genel kuruldan yaklaşık bir ay önce, Mehmet Ali Sarıkaya’nın Etimesgut’taki emlak ofisinde toplantı halinde iken oraya ani bir baskın yaptım. O gün bu şahıslar TEMAD’ı olağanüstü genel kurula götürmek, TEMAD’ı ele geçirmek ve beni devirmek için planlarını yapmak maksadıyla toplanmışlardı ve ben o toplantıyı bastım. Ama bu toplantı mahalli öyle herhangi bir şehir merkezinde bir mekan değildi. Burası şehrin dışında, Etimesgut taraflarında, etrafında yerleşim yeri, bina vs. olmayan, gözlerden ırak bir yerde, bir emlak satış ofisi ama bir adeta hücreevi denebilecek bir yerde toplantıda iken bunları yakaladım.
Şimdi, bu sözde sendika bu madalyaları bu adamlara niye verdi? Bizi olağanüstü genel kurula götürdükleri için verdi. Bu sözde sendikayı da Ahmet Zengin’i de, bu saydığım isimleri de herkesin çok iyi anlaması lazım.
Peki, bu sözde sendikanın kurulduğu yer neresiydi?
Açıklıyorum; İstanbul Küçükyalı’daki Kenan Evren Kışlası, İkmal Maliye Okul Komutanlığı…
![]() |
![]() |
Bu sözde sendikanın ikinci toplantısını yaptığı yer neresiydi?
İstanbul Selimiye Orduevi!

Bu hücreevivari yere neden ve nasıl gittiler onu da anlatayım.
Genel Merkez’de bana; “Biz Huzur Evine gidiyoruz” diyerek çıktılar. Ama onları hücre evinde yakaladım. Yalan söylediler bana. (Bundan neden şüphelendiniz, nasıl anladınız? soruma karşılık;) Huzurevleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı. Onların resmi bir sıfatı vardır. Eğer Huzurevine kurumsal anlamda bir ziyarette bulunmak istiyorsan bir gün önceden bunu Huzurevine haber vermen gerekiyor. Haber vermelisin ki onlar da bunu bakanlığına bildirebilsin. Bunu bana son anda söylüyorsan yalanı beceremiyorsun demektir.
Naim Örengül ve Yunus Ekinci bana bunu söyleyerek ayrıldılar ve gittiler.
* * *
Naim Örengül ve Yalçın Kaçar, Cuma günü istifa etmelerinden sonra pazartesi günü tekrar Genel Merkeze gelmişlerdir. Pazartesi günü yaptığımız Yönetim Kurulu Toplantısında Mehmet Ali Sarıkaya bana ; “Başkanım, bu arkadaşlar istifalarından vazgeçmek istiyorlar, biz tükürdüğümüzü yalacağız dediler ve geri dönmek istiyorlar” dedi.
(Bu geri dönüşün nedeni “acaba aldıkları emir gereği mi?” diye de bir soru geliyor akıllara)
Ben de tükürdüğünü yalamak isteyen bu insanlara “Bana yalama adam lazım değil, adam gibi adam lazım, istifalarını kabul ediyorum, dönüş yok, yerlerine yeni görevlendirmeler yapıyoruz, bir daha buraya ayak basmayacaklar!” dedim.
Aynı gün bu olayın öncesinde Mehmet Ali Sarıkaya Dede Ersel Aksu’yu Ankara’ya davet ederek bir sabah kahvaltısında bunları buluşturdu ve Dede Ersel Aksu röportaj yaptı bunlarla. Kahvaltıda benden gizli buluştuklarını duydum ve hemen Mehmet Ali Sarıkaya’yı aradım. “Hemşerim olduğu için Ankara’ya davet ettim kendisini” dedi bana.

* * *
O genel kurulda bana rakip olarak ortaya çıkan Genel Başkan adayı kimdi? Ahmet Zengin.
O genel kurul’da bizi içeriden yıkamayanlar ucu dışarıda olan, açık söyleyeyim; ucu Avrupa’ya uzanan, Yunanistan’a uzanan sözde bir sendikanın sözde başkanı…
İbrahim Koldamca!
İbrahim Koldamca, Genel Başkanı Ahmet Keser'in 24 Şubat 2014 tarihinde vefat eden annesinin cenaze merasiminin akabinde 1 Mart 2014’deki “Ölüm Orucunun ilk adımı eylemi” için İstanbul’a giderken “Kuru fasulye partisi” veren kişi.
Genel Merkez yönetimi ölüm orucuna başlayacakken bir gün öncesinde bu İbrahim Koldamca’nın ev sahipliğinde kuru fasulye partisi düzeniyordu.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği İstanbul İl Başkanı sıfatı taşımasına rağmen İstanbul’a gelen hiçbir misafirini karşılamayan sözde il başkanı.
TEMAD’dan ihraç edildikten sonra "İstanbul Emekli Astsubaylar Derneği" adıyla sözde bir dernek kuran sözde başkan.
Genel Merkez’in tüm uyarılarına rağmen, Ocak 2014’de Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı binası önünde gösteri yapmaya kalkışmış, buna izin verilmemesi üzerine İstanbul’da Umur Talu’nun çalıştığı Habertürk binası önünde sokak gösterisi yapmıştır. Tüm uyarılarımıza rağmen o gün oraya 23 kişilik bir grup gitmiştir. Bu konuda ilginç detayları sonra anlatacağım. Sadece şunu söyleyeyim, o sokak gösterisi esnasında İbrahim Koldamca ile (HDP’ye yakınlığıyla tanıdığımız) Turgay Akın Umur Talu’nun gözleri önünde kavga etmişler ve astsubaylarının itibarını zedelemişlerdi.
![]() |
![]() |
Buradaki amaç, benim İbrahim Koldamca’yı uyarmama rağmen, Umur Talu’nun baskı görüp işten atılması ile ilgili bir girişim olabilir mi? Bunu sormak gerekiyor. Çünkü benzeri bir uygulama Balçiçek İlter için de yapılmıştı.
![]() |
![]() |
Bu isimlerden biri de Mustafa Erol.
![]() |
![]() |

TEMAD’ın yaptığı olağanüstü genel kurulunun iptali, derneğin kapatılması ve kayyuma devredilmesi için Cavit Kayıkçı dava açmıştı hatırlarsın. Kayıkçı’nın bu davalardaki şahitleri kimlerdi?
a. Ayhan Yıldırım,
b. Mustafa Erol
c. Cengiz Erten
d. Yaşar İral (TEMAD Eskişehir İl Bşk.)
d. Vecdi Cengiz (TEMAD Adapazarı Bşk.)
Bu arada, bu davada şahitlik yapmaları için 30’ar TL şahitlik parası almış olduklarını biliyor musun?
Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim, TEMAD Eskişehir İl Başkanı Yaşar İral, Kıbrıs’ta darp edilen astsubay konusunda Kasım 2013’de Meclis önünde Ankara’da yaptığımız basın açıklamasına kendisi Ankara’da olduğu halde katılmamıştır.
(Not-1: Sahi, Yaşar bey bugüne kadar TEMAD’ın genel kurulları dışında bugüne kadar hangi eylemine katılmıştır?
Not-2 Eskişehir’de ikinci bir şubenin açılmasına yol açan nedenlerden biri de bu olabilir mi acaba?)
(Söyleşi : Mustafa Aytar)